Kayıtlar

YENİ BİLGİ!

ANTİK MISIR'DA TIP

Resim
  ESKİ MISIR HAKKINDA    Eski Mısır ya da Antik Mısır, medeniyetlerin temelini oluşturan en büyük etken devletlerden biridir. İnsanlığa kattığı önemli buluşlar, mühendislik harikaları gibi şeylerin altına büyük imzalar atmış bir medeniyettir. Nil Nehri Havzası’nda kurulmuş olan bu medeniyet Nil’in yükselip alçalmasıyla kendi planlarını dizmişlerdir. Astronomiye büyük öndem vermişlerdir ve Nil’in hareketlerine göre Güneş Takvimi’ni icat etmişlerdir.    Antik Mısır medeniyeti bulunduğu coğrafi konumdan dolayı diğer milletlerden uzak kalmış ve onlar ile iletişim haline geçememiştir. Bu şekilde kendi içlerinde çok daha gelişmişlerdir. Mısırlılar mühendislikte geliştiğini söylemiştik. Bunun yanında mimarlıkları ile de ün salmışlardır. Bunun en büyük kanıtı ise “Mısır Piramitleri” dir. Günümüzde bile hala nasıl yapıldığının tartışıldığı bu mimari eserler gizemini hala korumakta.    Mimari yetenekleri gibi birde Antik Mısırlıların tıp alanında çok büyük...

İRAN'IN EFSANEVİ HALK KAHRAMANI "RÜSTEM"

Resim
İRAN'IN EFSANEVİ HALK KAHRAMANI RÜSTEM      İran mitolojisinde, halk destanlarında yer alan efsanevi kahraman. Pehlevi edebiyatında   Rostohm ve Rostethem olarak ta bilinmekte. Lakabı, iri yarı, güçlü ve kuvvetli anlamında ki tehemten sözcüğüyle eş anlamlı olan Rüstem, aslında Reuze ve tehem sözcüklerinden oluşmuş birleşik bir sözcüktür.      Adı Avesta’da yer almasa da Rüstem 600 yıl yaşamış, Keykubad , Keykavus ve Keyhüsrev dönemlerinde dünya kahramanı olmuştur. Bu üç hükümdarın döneminde onların dayanağı olmuştur.    Aslında Zaloğlu Rüstem’in Eşkani ileri gelenlerinden bir kahraman olduğu ve milli destana girmesiyle birlikte kendisine olağanüstü özellikler atfedildiği sanılmaktadır. Rüstem’in efsanevi hayatına ve maceralarına en ayrıntılı ve geniş çerçeveden Firdevsi ’nin yazmış olduğu Şahname ’de rastlıyoruz.      Dünya pehlivanı Rüstem ve onun gibi olan babası Zal’ın , Kabil şahının kızı Rudabe ile ev...

ANTİK MISIR'DA İNANÇ

Resim
ANTİK MISIR’DA İNANÇ    Eski Mısır İkonografisine aşinalığımız olmasına rağmen, dönemin dini gizemliliğini korumaktadır. Mısır inançlarını incelerken yapılan hata, üç bin yıl var olan bir uygarlığın sanki tüm zaman ve coğrafyada tek bir inancı olmuş gibi “Mısır dini” kavramını ortaya atmak ve yapay bir din ortaya çıkarmaktır.   İ.Ö. 3000 dolaylarından İ.S. 391’de Roma egemenliğine girinceye kadar Eski Mısırlılar, çok tanrılı, biçimleri ve görevleri birbirinden farklı binlerce tanrı ve tanrıça içeren bir dine inanmışlardır. Bununla birlikte, Eski Mısır dininin kökeninde, totemciliğin izlerine de rastlanır.      Nil Nehri’ne yerleşmiş tarih öncesi insanlar, başlangıçta putlara tapmışlar, zaman içinde bu putlar birer tanrı düzeyine yükseltilmişti. Her biri bir kentin, kasaba ya da köyün koruyucusu, yöneticisi sayılan bu tanrılar, ulaşım olanakları gelişip insanların bilgileri arttıkça birbirleriyle birleştirilmiş, küçük tanrılar daha büyük ve önemli tanrıl...

KERUVLAR

Resim
KERUVLAR KİMLERDİR? Keruvlar ya da İbranice Kerubim, Hıristiyanlığa göre kutsal emanetleri koruyan ateşnten kılıç taşıyan 4 tane yüzü olan meleğimsi varlıklardır. Bazı yerlerde melek olarakta geçmektedir. Enok'un Kitabı'nda ve Yaratılış Kitabı'nda çok farklı kullanılır. Kanatlı melek figürüne uysada bazen de şuan da anlayamadığımız bir enerji formunu temsil ederler. Tekvin'in Yaratılış kısmında Keruvlar'dan şöyle bahsedilir: "Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana önen alevli bi kılıç yerleştirdi."[1] Çölde Sayım kısmında ise: "Musa RAB'le konuşmak için Buluşma Çadırı'na girince, Levha Sandığı'nın Bağışlanma Kapağı'nın üstündeki iki Keruv arasından kendisine seslenen sesi duydu. RAB Musa'yla bu şekilde konuştu.[2] Keruvların bazı özellikleri ise şöyledir: *Keruv tipik olarak kanatlarla, ayakları ve elleriyle betimlenmiştir, fakat çeşitli biçimlerde anlatılır ö...

LUT KAVMİ

Resim
LUT KAVMİ Tufan'dan sonra gelen insan nesli yoldan saptı ve kötülüğe düştüler ve putlara tapmaya başladılar. Aralarından sadece birisinin taşlara ve putlara tapmanın manası olmadığını düşünüyordu. O kişi Hz. İbrahim Aleyhisselam'dı. (İbranice Avraam) Allah, Nuh'tan sonraki onuncu nesilden olan İbrahim'i seçti. İbrahim'de küçük yaştan itibaren Allah'ın yerlerin ve göklerin yaradıcısı olan Allah'ı tanıdı. İbrahim Aleyhisselam, ailesini ve yeğeni Lut'u (İbranice Lot) alarak Kenaan topraklarına gitti. İbrahim Aleyhisselam ve Lut Aleyihsselam geldikleri toprakları bölüştüler. İbrahim Laeyhisselam Kenaan'da kaldı ve Lut Aleyhisselam ise Sedom şehri çevresine yerleşti. Sedom Kralı, Kedorloemer ve diğer krallar arasında savaş çıktı. Sedom Kralı yenildi ve malları yağmalandı, esirleri alındı. Esirler içerisinde Lut Aleyhisselam'da vardı. İbrahim Aleyhisselam, esir düşen Lut'u duyunca 250-300 bir birlik toparlayıp peşlerine düştü ve onları bozgun...

Semavi Dinlerde Kıyamet

Resim
    KIYAMET NEDİR? Kıyametin söcük anlamı, "gürültü, patırtı ve evrenin sonu" anlamına gelmektedir. Kıyamet kavramı ve efsaneleri kültürden kültüre farklılık gösterebilir. Kıyamet, bütün evrenin Tanrı tarafından yok edilip yeni bir hayata başlama olayıda diyebiliriz. İslam'da bu olaydan şöyle bahsedilir: "Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı, Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı, Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman. O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır." (1) "Sûr'a bir tek üfleme üflendiği, Arz ve dağlar yerlerinden kaldırılıp şiddetle birbirine çarpılarak darmadağın olduğu zaman, İşte o gün olacak olur. O gün gök yarılmış, sarkmıştır." (2) Bu gibi onlarca ayet mevcuttur Kur'an-ı Kerim'de. Tanrı haricinde kimsenin haberdar olmadığı, öğrenmenin imkansız olduğu kıyamet, ansızın insanlığı bulacaktır: "Sana, ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar. De ki; onun b...

TÜRK MİTOLOJİSİ'NDE TUFAN

Resim
TÜRK MİTOLOJİSİ'NDE TUFAN EFSANESİ Türk mitolojisinde tufan ile ilgili ilk örnekler Altay Türkleri'nde görülür. Bu anlatılar Semavi dinlerin anlattığı tufan efansesi ile ciddi bir paralellik yaşar. Eski Türkler'e göre insanlar aslında şuan ikinci evresini yaşamaktadır. Tanrı, masum insanları sırf zevk ve şehvet için öldürdükleri yüzünden onları cezalandırmak için tufan getireceğini "Demir boynuzlu, gök renkli keçiye" haber verdirmişti. Ancak insanlar kibirlerine yenik düşüp bu uyarıyı dikkate almadı. Gök teke, yedi gün yeryüzünü tepti ve bağırmaya başladı: Yedi gün deprem, sarsıntı oldu, Yedi gün dağlar ateş püskürdü, Yedi gün aralıksız yağış yağdı, Yedi gün dolu yağdı ve fırtına oldu, Yedi gün kar yağdı, çovgun oldu. Tufan'ı Nama'ya Gök Teke haber verdi. Nama, kibir ve sefalet içinde yüzen insanlar arasında, saflığı ve temizliği sayesinde Tanrı Ülgen'in gözüne girdi. Daha sonradan Tanrı Ülgen, Nama'ya sandal ağacından bir gemi y...